Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Kıbrıs Barış Harekâtının 50. yıl dönümünde Kıbrıs gazileri ile bir araya geldi.
Konuklara hitap etti Vali Demirtaş…
"Bilinmelidir ki, üzerinde yaşadığımız bu topraklar, şüheda toprağı, gaziler otağıdır. Sonsuza kadar da böyle kalacaktır. Bundan 50 yıl önce Kıbrıs'a barış, huzur, güven ve istikrar götüren sizlerin taşıdığı bu ruh, Allah'ın izniyle bugün de sarp bir kale misali dimdik ayaktadır. Bize düşen bu ruhu beslemek, daha da güçlü hale getirmektir. Genç nesli, evlatlarımızı milli ve manevi değerlerimizin ışığında yetiştirmektir. Kıbrıs Barış Harekâtı gibi milletimizin hafızasında yer eden hadiselerin idrakini sağlamaktır. Ancak bu sayede bu coğrafyada ilelebet var olabilir, varlığımızı sürdürebiliriz. Bu vesileyle Kıbrıs Barış harekâtının 50. yıl dönümünü kutluyorum. Başta Kıbrıs şehitlerimiz olmak üzere tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, gazilerimize şükran ve minnet duygularımı ifade ediyorum.”
Vali Demirtaş’ın sözleri çok önemli.
50 yıl önce Kıbrıs’a barış götürmek için gitti Türk Askeri.
Katledilen, zulme uğrayan Kıbrıs’taki Türklerin daha fazla acı yaşamaması için gitti Mehmetçikler.
Ne diyor Vali Demirtaş?
“Kıbrıs Barış Harekâtı gibi milletimizin hafızasında yer eden hadiselerin idrakini sağlamaktır. Ancak bu sayede bu coğrafyada ilelebet var olabilir, varlığımızı sürdürebiliriz.”
Çanakkale zaferi gibi.
Türk İnsanı…
Dünya üzerinde ezen olmamıştır.
Türk İnsanı…
Ezilen mazlum insanların yanında olmuştur.
Türk İnsanı…
Dünya’nın neresinde olursa olsun; Türklerin ezilmesine göz yummamıştır, bundan sonra da yummaz.
Hani her zaman söyleriz ya…
Ne Mutlu Türküm Diyene.
Biz Türkler…
Ne Arap’ız, ne İngiliz, ne Fransız, ne Rus, ne de ABD’li.
Biz Türkoğlu Türk’üz.
Ve bu özelliğimizi de her doğan Türk çocuğuna öğretmeli, anlatmalıyız.
Çanakkale’deki, Kıbrıs’taki kahramanlarımızı da daha okul öncesi eğitimlerde göstermeliyiz.
Ülkemizin kurucusu Ulu Önderimiz Atatürk ve arkadaşlarının kahramanlıklarını, yazdıkları destanları, insanlıklarını ve kısıtlı olanaklarla düşmanı nasıl yurdumuzdan kovduğunu, denize döktüğünü beyinlere her zaman aktarmalıyız.