Tıp bayramı deyince aklımıza yalnız hekimler mi gelmeli?
Hastanelerde yatanlar iyi bilir…
Doktorların…
Elleri, ayakları beyinleri ve en yakınları hemşirelerdir.
Tıp Bayramı yalnız doktorlar için mi kutlanmalı?
Sağlık çalışanlarının bayramı değil midir 14 Mart?
Ne hikmetse her zaman olduğu gibi o gün de hemşireler ikinci plana atılır.
Yok sayılırlar.
Onlar bazılarının gözünde sağlık çalışanı değildir!
Birçok etkinlikte yerleri yoktur.
İsimleri yazılmaz kağıtlara, okunmazlar.
Davet dahi edilmezler etkinliklere ve bir teşekkür dahi çok görülür onlara.
Oysa onlar hasta ve yakınlarının canları, hekimlerin sağ kolları, hastanelerin göz bebekleridir.
O günde niye hatırlanmazlar?
Var mı bunun bir nedeni?
Eğer onlar sağlık çalışanı değilse nedir?
Ne ismi verirsiniz onlara?
Nedir 14 Mart Tıp Bayramı?
Türkiye'de sağlık çalışanlarının ve tıp alanında emek veren herkesin günüdür. Tıp Bayramı, özellikle sağlık çalışanlarının fedakârlıklarını, önemini ve mesleğin kutsallığını vurgulamak için kutlanır.
Yalnız doktorların denmiyor, özellikle hekimlerin bayramı değil, sağlık çalışanlarının.
14 Mart doktor bayramı değildir.
Bir daha okuyun üstteki yazıyı.
Şu sözlerden yanıt verin kendinize…
Bu sözler mi doğrudur?
"Dünyanın en güçlü sihri hekimlerin ellerinde. Bayramınız kutlu olsun”
"İyi ki varsınız doktorlarımız! Kutlu olsun bayramınız”
Yoksa şu sözler mi?
"Sağlık çalışanlarımızın Tıp Bayramı kutlu olsun."
"Gecesini gündüzüne katarak çalışan, hastalarının sağlığı için kendinden ödünler veren sağlık kahramanlarının bayramı kutlu olsun."
Şimdi bir haber…
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Dekanlığı, Bursa Tabip Odası ile birlikte düzenlediği organizasyonda 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladı.
Ne güzel.
Çok sevdiğim, benim öz ağabeyim dediğim Rahmetli Prof. Dr. Mete Cengiz’in isminin verildiği Kültür Merkezinde gerçekleştirildi tören.
BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun, Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Kadir Binbaşı, BUÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Halil Sağlam, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Hemşire ismi geçiyor mu? Göremedim, gören varsa lütfen iletsin.
Eğer bu bayram yalnız doktorlar için ise hekim olmayan Rektörün işi ne orada?
Onun ismini niye yazdınız? Onu niye davet ettiniz?
Doğal olarak bir de konuşma yaptı Rektör Bey…
“Hekimlerimiz, teknolojinin getirdiği sert dönüşümü kendi mesleğine adapte etmeye ve aynı zamanda ülkenin ve insanlığın hizmetine sunma yönünde büyük bir başarıya imza atıyorlar. İnsanlık tarihi kadar eski ve meslekler içerisinde her zaman merkezi yerini muhafaza etmiş olan tıp mesleğinin ülkemize has bu bayramını kutlayarak kıymetli öğrencilerimize, sağlık ordumuza katıldıklarında hocalarından devraldıkları bayrağı memleket ve insanlık için daha da ileriye taşıyacaklarına olan inancımı dile getirip bütün sağlık çalışanlarının tıp bayramını kutluyorum.”
Son cümle olmasa kalbim kırılacaktı.
Söz BUÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun’daydı…
“Günümüz sağlık sisteminde birçok zorlukla karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir. Ancak bizler hastalarımızın sağlığı için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan, meslek ahlakını ve bilimin ışığını rehber edinen bireyler olarak daima en iyisini yapmaya gayret ediyoruz. Pandemiler, krizler, yoğun mesai saatleri ve fiziksel yorgunluklara rağmen insanlığa olan sorumluluğumuzdan asla vazgeçmedik ve geçmeyeceğiz”.
Konuşmasında öğrencilere de seslendi Dekan Coşkun…
“Sizler geleceğin hekimleri olarak bilimin ışığında ilerleyen, insan hayatına dokunmaya hazırlanan birer meşale taşıyorsunuz. Tıp eğitimi zorlayıcı olabilir. Bazen size tükenmişlik hissi verebilir ama unutmayın ki her zorluk sizi daha donanımlı, daha güçlü ve daha bilinçli bir hekim haline getiriyor. Gelecekte bir hastanın gözlerindeki umudu görmek, bir teşhisle hayat kurtarmak, bir dokunuşta şifa vermek… İşte tüm bu fedakârlıkların anlamı burada saklı. Mesleğinizde sabırlı olun. Her daim öğrenmeye açık olun ve en önemlisi vicdanınızı asla kaybetmeyin. Çünkü iyi bir hekim sadece bilgisiyle değil, merhametiyle ve insan sevgisiyle de fark yaratır”
Funda Hanım…
Merhametli, insan sevgisini yüreğinde taşıyan hekimler gibi hemşireler yok mu hastanemizde?
Niye onları yok sayıyorsunuz?
Nereden alıyorsunuz bu hakkı?
Yanlış anımsamıyorsam şu anda Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanemizde bin 250 civarında hemşire var.
Ve siz hekimlerin sağ kolları; biz hasta ve yakınlarının da canları değil midir onlar?
Hekimlere karşı değilim. Olmam, olamam da.
Ayrımcılığa ve kendini büyük görmeye çalışan insanlara karşıyım.
Ne demişti Atamız?
“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz”
Doğru.
Ancak kimse de hemşirelerimizi yok saymasın.
Bu arada Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Halil Sağlam’ın göreve geldiği günden bu yana yani 16 Haziran 2023 yılından itibaren değişen, gelişen ve takım ruhunun oluştuğu ortamları görüyor ve mutlu oluyoruz.
Bunu bizler değil, hastane emekçileri de görüyor.
Ve bakın ne yapıyor o emekçiler?
14 Mart sabaha karşı 02.30 da başlıyor görüşmeler. Sosyal paylaşım sitelerinden haberleşmeler, uyumadan, mutlu başlayan hareket.
Ve…
14 Mart 2025 sabah saatlerinde Hastane Baş Müdür Vekili Suna Balci, Hastane Başhemşiresi Uzman Hemşire Fatma Düzgün, başhemşire yardımcıları, hastane emekçileri, birim sorumluları Başhekim Prof. Dr. Halil Sağlam ve başhekim yardımcılarına birer çiçek armağan ediyorlar.
İşte bir ekip ruhu ve işte sevgi, saygı.
Şaşkın, mutlu ve heyecanlı bir şekilde dökülüyor ağzından Başhekim Prof. Dr. Halil Sağlam’dan az ve öz kelimeler…
“Seviyoruz sizi. Takım olduğumuzu bir kez daha gördüm ve sizlerle gurur duyuyorum. İyi ki varsınız. Kutlu olsun günümüz.”
İşte yapılması ve konuşulması gereken kelimeler bunlardır.
Ne diyor Sayın Sağlam?
Ayrıştırma, bölme yok cümlelerinde.
Bir daha okuyalım…
“Seviyoruz sizi. Takım olduğumuzu bir kez daha gördüm ve sizlerle gurur duyuyorum. İyi ki varsınız. Kutlu olsun günümüz.”
Takım olmayı; küçümsemeyi, bölmeyi değil; bütünleştirmeyi, herkese değer vermeyi Uludağ Üniversitesi üst yönetimi ve bazı hekimler öğrendiği zaman inanıyorum ki üniversitemiz çok daha güzel olacak.
Doktorlar, hemşireler, sağlık için çalışan emekçiler…
Kutlu olsun gününüz.
Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Başkanı Kata Tüttö, Mudanya Belediyesi’nin attığı adımları örnek uygulamalar olarak gösterdi. Ne güzel. Okuyun dostlar… Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi’nin öncülüğünde yürütülen “Kadınlar İçin Güvenli Alan” uygulamasına Türkiye’den katılan tek yerel yönetim neres
Tıp bayramı deyince aklımıza yalnız hekimler mi gelmeli? Hastanelerde yatanlar iyi bilir… Doktorların… Elleri, ayakları beyinleri ve en yakınları hemşirelerdir. Tıp Bayramı yalnız doktorlar için mi kutlanmalı? Sağlık çalışanlarının bayramı değil midir 14 Mart? Ne hikmetse her zaman olduğu gibi
Cumhuriyet Halk Partisi’nde partililer tarafından yıllardır beklenen hareket, eylem ve söz. Kavga etmek, lüks salonlarda boş konuşmak ve partililerin ardından dedikodu yapmak değildir halkın partililerinin. Görev ve yapılması gereken nedir? El ele vermek ve güçlü olmak. İstanbul Büyükşehir Beled
Kültür, sanat, doğa, tarih, spor. Yüce Allah kentimize tüm güzellikleri vermiş. Bizlerin ne yapması gerek? Bu güzelliklerin değerini bilmemiz. Bursa’da arka arkaya sergiler açılıyor, birçok kültür etkinlikleri yapılıyor ve tarihin gün yüzüne çıkması için çalışılıyor. Bursa’mız için çok önemli
Bir haber… Merve Nur, Kadınlar Günü’nde öldürüldü. İddiaya göre, şüphelinin tabancasından çıkan kurşun, kafede oturan Merve Nur Yararlık’ın boynuna isabet etti. Olayda S.K. (21) da yaralandı. Ekiplerce yapılan kontrolde Merve Nur’un hayatını kaybettiği belirlendi. S.K.’nin hastanede alınan ifadesin
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, 7/24 açık olan Mümine Şeremet Uyumayan Kütüphanesi’nde ders çalışan öğrencilerle sahurda bir araya geldi. Helal olsun Başkan Yılmaz’a. 24 saat açık bir kütüphane ve öğrencilerin çalışabileceği sıcak bir yer. Ne güzel. Bakın neler yapılıyor o güzel yerde?
Bursa İl Millî Eğitim Müdürlüğü "İftarda Buluşalım, İftarda Konuşalım" söyleşi etkinliği önceki gün Bursa Kız Lisesinde gerçekleştirildi. Etkinliğe, tasavvuf tarihi, İslam düşüncesi ve kültürü alanında önemli çalışmaları bulunan Akademisyen Yazar Prof. Dr. Mustafa Kara konuk oldu. Amaç ne? Aile,
Bursa Barosu, gelenek haline getirdiği Güçlü Kadın Başarı Ödülünü bu yıl “doğayı, toprağı, suyu, bugünü ve geleceği korumak için verdiği mücadele ile adeta Akbelen’in Amazon savaşçılarından biri olan Nejla Işık’a” verdi. Hak edene verildi. Doğru olan da buydu. Ne güzel konuştu Bursa Barosu Başk
Önemli olan bu. Sorunlara çözüm üretebilmek. 38 yıllık Gazetecilik yaşamımda her zaman toplantılar olur, açıklamalar yapılır. Sonra… O kadar. Her seçim önü olduğu gibi “şunu yapacağız, bunu halledeceğiz, sorunları biliyoruz, çözeceğiz” denir o toplantı ve açıklamalarda. Sonra… Çözülen bir dur