İşimize gelmedi mi kızarız!

İşimize geldiği zaman da ararız.

Aracımızı durdururlar; kural hatası yaptıysak; kendimiz ya da başkalarının canlarına mal olacak yanlış içindeysek; durdururlar, uyarırlar.

Bazen de cezamızı yazarlar.

En çok ta buna kızarız!

Neden?

Üstte yazdım…

Bizlerin can güvenliği içindir onların çabası ve çalışmaları.

Oysa düşünmez ve görmeyiz o gerçeği.

Yollardadırlar.

Başımız sıkıştığında, derde girdiğinde direk onları arar yardım ve destek isteriz.

Ne gündüzleri bellidir ne geceleri.

Koştururlar.

Maçlarda, siyasilerin mitinglerinde, her türlü yasa dışı eylemlerde onları görürüz.

Hatta arabamız yolda kaldığında dahi yardım isteriz onlardan.

Onlar var ya onlar…

Oysa gece nöbetini tutmuşlar ve evlerine gidip dinlenmeleri gerekirken başka yerlerde göreve giderler.

Onların amacı tektir…

Halkın güvenliği ve huzur içinde yaşaması.

Zorda olsa, acıları olsa da, hasta da olsalar onlar için görev kutsaldır.

Yaşım 65…

Geçmişte mahalle bekçilerimiz vardı.

Gece gezerler ve düdüklerini öttürürlerdi.

O gece yarısı kötü niyetli kişiler o sihirli ve önemli düdüğü duyduklarında titrerler ve kaçarlar, amaçlarına ulaşamazlardı.

Bizlerde evlerimiz de rahat uyurduk.

Onlar var ya onlar…

Şimdi de gece yarısı, sabahlara kadar ekip araçları ile geziyor polis, bekçi kardeşlerimiz.

Uyumadan, dinlenmeden, dur durak demeden bizlerin huzuru ve güvenliği için koşturuyorlar.

Onlar var ya onlar…

Gece demiyorlar, gündüz demiyorlar.

Onların tek amacı var…

Vatandaşların huzur içinde yaşaması.

Bursa’da bir Emniyet Müdürümüz var.

Dr. Sabit Akın.

İlk ziyaretine gittiğimde 10 dakika birinci katta genç pırlanta bir polis memur kardeşimiz yanımda bekledi. Akşama yakın saatlerdi.

“Akşam nöbetinde misin abicim?

“Evet abi”

Yatıp, dinlenirsiniz gece 02’00’den sonra dedim.

Yüzüme baktı ve “bizde yok öyle abi. Sayın Müdürümüz saat 04.00’te evine gider ve saat 07.00’de yine makamına döner. Bizler hepimiz işimizi severek ve gerektiği gibi yapıyoruz.”

Utanmıştım sorduğuma.

Bir yandan da iyi olmuştu…

Onların nasıl görev aşkıyla çalıştıklarını ve İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın’ın da görevini ne kadar sevdiğini öğrenmiştim.

Müdür Bey’in odasına gittiğimde sordum…

“Üç saat uykuyla nasıl duruyorsunuz?”

“Alıştım. Yıllardır aynı şekilde çalışırım. Görev yaptığım her yerde gezer, dolaşırım. Gecenin 02.00’sinde de sabahın 07.30’unda da beni Bursa sokaklarında görebilirsiniz. Benim olduğum yerde hırsızlık olmamalı, insanlar evlerinde rahat uyumalı, uyuşturucu satıcıları ve kötü niyetli kişiler bulunmamalı, bu şehrin yanından dahi geçmemeli. Biz polis teşkilatı olarak halkımızın güveni ve huzuru için gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz”

İşte dostlar onlar var ya onlar…

Bizlerin huzuru, güvenliği için her daim yanımızda olan gerçek dostlarımızdır.

İyi ki varsınız.

Şehit olan kahraman polislerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor; görevde olan can kardeşlerimiz polislerimize her zaman başarılar ve kolaylıklar diliyoruz.

Ülkemizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün 1929 yılında söylediği ile bitirelim yazımızı…

"Herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır.”

Yalnız bir hafta değil, 365 gün sizlerindir.