Biz andımızla, İstiklal Marşımızla büyüdük.

Ne dedik yıllarca?

Türküm, doğruyum, çalışkanım. İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Üküm; yükselmek ve ileri gitmektir. Ey büyük ATATÜRK Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim Varlığım, TÜRK varlığına armağan olsun.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

İstiklal Marşımızda ne dedik?

İşte ilk üç kıtası…

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; o benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal… Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım, yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ne diyor?

"Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz. Bu metin, 'Milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü' şeklinde ifade edilmelidir"

Ekledi Kurtulmuş…

"Önce hangi usulde yapacağınızı ortaya koymanız lazım ki ondan sonra esasları doğru bir şekilde tartışabilesiniz. Bu çerçevede, herkesin fikrini ortaya koyacağı, açık ve şeffaf bir sürecin yönetilmesi, sağlıklı bir tartışma ortamının ortaya konulması, müzakerelerin de gerçek bir şekilde, sonuç alıcı bir şekilde yönlendirilmesi şarttır. Bu çerçevede TBMM Başkanlığı'nın üzerine düşen, bu şeffaf müzakere sürecini yönetebilmektir."

CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş bakın ne dedi?

"Bugün Ankara’mızın Başkent oluşunun 101. Yıldönümü. Bu vesile ile bir kez daha TC Anayasası madde 3 anımsatalım; ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli Marşı İstiklal Marşıdır. Başkenti Ankara'dır’”

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’dan gelmiş…

"Alıştıra alıştıra bölecekler anlaşılan. Numan Kurtulmuş kelime oyunu yapıyor. Oysa doğrusu “Türkiye devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüdür.” Devlet, yüksek otorite, millet ve ülkeden oluşur. Bütün devletler hukuku kitaplarında böyle anlatılır. Onun için yazanlar doğru yazmış. Tabii amaç ilk 3 maddede masum değişiklikler önerip sonra içeriğini tamamen yok etmek. Bu devlet yıkılırsa hepimiz altında kalırız. Fakat en çok yöneten ve yıkanlar kalır."

Biri attı ortaya lafı. “Bak gözünün içine sokarak anlatıyorum” dedi.

Kaba kelime de ekledi de o seviyeye inmek bizlere yakışmaz.

Şimdi de TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş.

Milliyetçi Hareket Parti 27. Dönem Bursa Milletvekili Dr. M. Hidayet Vahapoğlu noktayı koymuş.

“Sn. Kurtulmuş, Anayasada "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü" hükmünü yorumlayarak , "Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz. Bu metin, 'Milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü' şeklinde ifade edilmelidir demiş. Uluslararası hukukta "ülke" tabiri, devlet kavramının asgarî unsurlarından biri olarak kabul edilir. Ayrıca Devletlerin, vatandaşları yani sürekliliği olan, o devleti kuran ve o devlete adını veren insan topluluğu vardır, ona da o devletin milleti denir. Dolayısıyla bu temel kabulleri yok sayarak ya da görmezden gelerek yapılan “devletin ülkesi olmaz, devletin milleti olmaz” ifadelerini kabul etmek mümkün değildir ve konuşmada yer alan “milletin devleti” ifadesinin içi mutlaka doldurulmalıdır. Bu ifadede yer verilen “millet” tanımının ne olduğu, hangi unsurlardan oluştuğu. neyi ve kimleri kapsadığı, kimleri temsilen kullanıldığı veya ileride kimler için kullanılacağı ya da millet kavramının sosyolojik mi teolojik esaslara göre mi kullanıldığı mutlaka açıklığa kavuşturulmalıdır. Halk her şeyi bilmek durumunda değildir o nedenle bu ifadenin içinin mutlaka doldurulması gerekir.

Bu yaklaşımın;

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş iradesi ve milli mutabakatını ortadan kaldıracağını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve onu kuran Türk Ulusunun tekliğini ve birlikteliğini tartışmaya açacağını, böyle bir tartışma ortamının milli birlik ve beraberliği yok edecek sonuçlar doğuracağını, Üniter devleti yok edeceğini, “Federasyona” kadar gidecek değişiklilerin yolunun hazırlanmış ve açılmış olacağını, Türkiye’yi Lübnan’a dönüştüreceğini görüyor ve düşünüyorum. Sn. Başkanın mesleği ve ihtisası nedeniyle ifade ettikleri yaklaşımın böyle bir risk ve tehlikeler doğacağının farkında olmadığına inanıyorum. Ve bu durumun bir eksiklik olmadığını, normal olduğunu kabul ediyorum. Bu nedenle Ankara merkezli düşünen, bölgemiz ve ülkemize yönelik dış senaryoları analiz yeteneğine sahip, hayatının hiçbir döneminde Türk ve Türkiye devletiyle problem yaşamamış yerli ve milli bir anayasa hukukçusuyla bu konuyu istişare etmesinin yararlı olacağını düşünüyorum.

Bir daha okuyalım mı?

“Sn. Başkanın mesleği ve ihtisası nedeniyle ifade ettikleri yaklaşımın böyle bir risk ve tehlikeler doğacağının farkında olmadığına inanıyorum. Ve bu durumun bir eksiklik olmadığını, normal olduğunu kabul ediyorum. Bu nedenle Ankara merkezli düşünen, bölgemiz ve ülkemize yönelik dış senaryoları analiz yeteneğine sahip, hayatının hiçbir döneminde Türk ve Türkiye devletiyle problem yaşamamış yerli ve milli bir anayasa hukukçusuyla bu konuyu istişare etmesinin yararlı olacağını düşünüyorum.”

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

Başka söze gerek yok.