Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz.

Son zamanlarda biraz güç zehirlenmesi yaşasa da; eskiye dönmeye başladı.

Bazıları bulundukları makamları kaldırmakta güçlük çeker.

Ya görevinin son yıllarında, ya da yeniden seçildiğinde kişilik değiştirir.

Güç zehirlenmesini çok yaşar bazı insanlar!

Telefonlara yanıt vermez, halkın içine girmez ve “Ben farklıyım, herkes ben ne dersem onu yapmak zorunda” havalarına girer.

Hele ki yanlarında bulunan 3-5-25 el etek, öpen, yalakalar da varsa.

Bitti bu iş.

Ne der o çıkarcılar?

“Başkanım, vekilim sen büyüksün, ne güzel konuştun, helal olsun sana.”

Böyle olunca da bazı milletvekilleri, belediye başkanları kendilerini bulunmaz Hint Kumaşı zanneder.

Sonra mı?

Milletvekillikten, başkanlıktan düştükten sonra sudan çıkmış balığa döner. Makam gittikten sonra o el etek öpenler de artık yanlarında yoktur.

O zibidiler başka el etek öpecek bulmuşlardır.

Örnekler hepimizin karşısındadır.

Bursa’da son 25 yıl da yaşananlara bakın.

Kimler geldi, kimler geçti ve şimdi kimlere saygı duyuluyor, kimlerin yüzüne bakılmıyor.

Ne dedik yazımızın başında?

Son zamanlarda biraz güç zehirlenmesi yaşasa da; eskiye dönmeye başladı.

AK Partililer, Milliyetçi Hareket Partililer, hatta bazı CHP’liler; gazeteciler ve yurttaşlar tarafından sevilen bir isimdi Oktay Yılmaz.

İkinci dönem seçildikten sonra; ne olduysa oldu!

Bir insan; ‘iyi biri’ olarak nitelendirdiği kişinin aramalarına yanıt vermiyor ya da dönmüyorsa ne yapılır?

Yanıt sizin dostlar.

Açıkçası…

37 yıllık meslek yaşamımızda böyle insanları (güç zehirlenmesi yaşayanları) çok gördüm.

Bir de Şükrü Erdem, rahmetli Mehmet Gedik, Faruk Çelik, Turan Tayan, İsmet Büyükataman, Alinur Aktaş gibi isimlerle de çalıştık ve çalışmaya da devam ediyorum.

Onları da gördüm.

Bakanlık yapan Şükrü Erdem de (Spordan Sorumlu Devlet Bakanı) Turan Tayan ( Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanlığı) Faruk Çelik ( Tarım ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı) Mehmet Gedik (Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı), İsmet Büyükataman (MHP Genel Sekreterliği) ve Alinur Aktaş (Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı) bu isimler hiçbir zaman telefonlarıma çıkmazlık yapmadılar, toplantıda ya da önemli bir işte iseler not bıraktığımda gece 24.00’ te de olsa döndüler.

İşte bu insanlar her zaman gönüllerde taht kurmuşlardır.

Halkın kalbinde yer tutmayan isimlere yer vermeyeceğim yazımda.

Bu isimleri yazmak ayıp geliyor.

İnsanlar her zaman ‘iyi’ olarak tanınsın ve anılsın.

Velhasıl dostlar uzattık.

Ne dedik yine yukarıda?

“eskiye dönmeye başladı.”

Bakın ne yaptı Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz…

“Hemşerilerimizle bir araya gelerek onların görüş, öneri ve taleplerini ilk elden alıyoruz. Sorunları yerinde tespit edip bölge sakinlerimizin beklentileri doğrultusunda çözüm üretiyoruz. Saha ziyaretlerimiz kapsamında gördük ki bir bölgede yapacağımız yatırımlar, hayata geçireceğimiz projelerle ilgili en makul öneriler o muhitin sakinlerinden geliyor. Biz de yol haritamızı buna göre şekillendiriyoruz. Mahallelerimizin ihtiyaç ve beklentilerine göre çocuklarımız için kütüphaneler, okullar ve spor alanları, hanımlarımız için kadın kooperatifleri, girişimcilik ve eğitim merkezleri, meslek edindirme kursları açıyor, tüm vatandaşlarımızın yararlanabileceği etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Temel belediyecilik faaliyetlerinin yanı sıra sağlık, eğitim, kültür ve spor alanlarında yaptığımız çalışmalar ile daha yaşanabilir bir Yıldırım hedefiyle geleceğe yürüyor, 7'den 70'e her yaştan hemşerimizin hizmetlerimizden faydalanmasını sağlıyoruz"

Mesele bunları yaparken; halkla birlikte yapabilmek.

Bunu yapmaya başladıysa Oktay Yılmaz; 2019 yılındaki Oktay Yılmaz’a dönmeye başlamıştır.

Bu arada başkan…

Yanına 30-35 yaşlarında senin her zaman hatalarını söyleyecek birini al.

Zamanı geldiğinde seni eleştirsin, doğru yola yönlendirsin.

İnan sen kazanırsın.

Milletvekilleri, başkanlar…

Seçim zamanlarını hatırlayın.

Ne yapıyordunuz o zaman?

Herkesle tokalaşıyor, selamlaşıyor ve hatır soruyordunuz.

Değişmeyin.

Çalışın, koşturun, halkla birlikte olun; kapınız, telefonlarınız herkese açık olsun.

Böyle olun.

Ki…

Makamlarınız dan ayrılıp, bizler gibi normal yurttaş olduğunuzda sokakta itilen, kakılan değil; her zaman saygı gören olun.