İnsanlık tarihine bakılırsa görülecektir ki, öğretmen ve eğitim faaliyeti hep öncelenen edimler olmuştur. Zira toplumların değişmesi ve dönüşmesi ancak ve salt öğretmen ile olasıdır. Sıradan bir taştan bir şah eser çıkaran heykeltıraşın konumu sanatsal anlamda ne kadar kıymete haiz ise, insanları ruhen, fikren ve bedenen estetize eden öğretmenlerde toplumların ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel anlamda katma değerler üretmesinde ki katkıları yadsınamaz bir hakikattir.
Despot yönetimlerin korkulu rüyası fikirsel planda ürün veren öğretmenler olmuştur. Toplumlar temel hak ve hürriyetlerin farkındalığını öğretmenlerin fikir işçiliği sayesinde kazanmışlardır. Bu nedenledir ki gelişmiş toplumlar öğretmenleri kendi geleceklerinin banisi olarak görmüşlerdir ve onlara hem maddi hem de manevi anlamda en müstesna yeri vermişlerdir. Her risalet önderi aynı zamanda birer öğretmendir. O yüzden kurulu sistemler fikren ve ruhen köle haline getirdikleri kitlelerin uyanışına neden olabilirler diye peygamberleri zorlayarak hicret ettirmişlerdir. Lakin unuttukları bir şey vardı. Zira her hicret bir devrim doğuruyor.
Bedenler esir edilebilir, işkenceye tabi tutulabilir ama fikirler asla esaret altına alınamaz. Hanefi mezhebinin imamı Ebu Hanifenin hapishaneye konulması düşünce ve fikir üretmesine engel teşkil etmiş midir? Hayır, men edilen her fikir toplumların merakını celp etmiş ve daha çok taraftar kazanmıştır. Konuyu uzatmak mümkün ama bu kadar etkiye sahip olan öğretmenleri günümüzde sosyal statü noktai nazarda sonda birinci konuma getirdiğimiz için ayıp olarak yeter. Bir ömür veriyor insanların eğitimine ama yeterince kıymet görmüyor. Yılda bir kez dostlar alışverişte görsün babında sembolik olarak konuşulur, elleri de sanal olarak öpülür ama aldığı ücretle ailesi ile bir hafta tatile çıkamaz, bırakın tatili ailece bir lokantaya gidip yemek dahi yiyemez.
Bırakalım ikiyüzlülüğü ve gerçek anlamda öğretmene değer verelim. Şunu unutmayalım ki toplumların her alanda mesafe kat etmesi ancak idealist öğretmenlerle mümkündür. Öğretmen büyük bir maharetle toprağa tohum atar ve özenle fide vermesi için uğraşı verir. Canından çok sevdiği öğrencilerini bir baba gibi korur ve bir anne gibi şefkatle bağrına basar. Duygusaldır, hıçkırıkları boğazında düğüm düğüm düğümlenir, gözyaşlarını içine akıtır, ortaya koyduğu başarıyı naif bakışlarla sahiplenir ama asla kibirli değildir ve fakat bir tevazu abidesi olarak dimdik ayaktadır.
Bana bugünümün hazırlanmasında emeği geçen tüm öğretmenlerimin ellerinden hürmetle öper, rabbimden onların bağışlanmasını tüm kalbimle niyaz ederim.
Gönüllerin öğretmenleri olan öğretmenlerin, öğretmenler gününü tebrik eder, hepsine sağlık, sıhhat ve afiyetler dilerim.