İnsanı kendine meftun ve onurundan yoksun hale getiren, çift kişilikli davranmaya iten bu nesne ne kadar da efsunlayıcı bir metadır. Uğruna cinayetlerin işlendiği, ülkelerin işgal edildiği, dostlukların paralize edildiği, yuvaların dağıtıldığı, fani dünyanın ebedi hayata tercih edildiği, yalanların, dolanların, planların, tuzakların kurulduğu yenilmez kağıt parçası para. Paranın ne önemi var, mühim olan aşkımız yalanını da terennüm etmekten kendilerini alıkoymayan mitomanik sanal âşıklarımız.
Aşklarını her ortamda dile getiren sözde âşıkların yalan rüzgârlarındaki dizilerin âşıkları gibi yalancı olduklarını çok geçmeden öğreniyoruz. Parayı aşka tercih edenlerin aşklarına itimat edilebilir mi? Aşk, ancak adam gibi adamların harcıdır. Parayı Kâbeleri haline getirenlerden ne bu ülkeye ne de bu ülke insanlarına hayır gelmez. Evrensel kitabımız Kuran-i kerim "onlar ki altın ve gümüşü üst üste yığarlar (günümüzde dolar ve eruo) ve Allah yolunda Allah’ın fakir, miskin kullarına harcamazlar. İşte bu tıynet sahibi insanlar için elem veren bir azap vardır. O gün o altın ve gümüşleri ateşte harlanır, alınları, böğürleri ve sırtları dağlanır ve kendilerine; biriktire geldiğiniz paracıklarınızın, hazinelerinizin tadını tadınız”, buyurur.
Yeryüzünü kana bulayan, mazlum milletleri zulme maruz bırakan, medeniyetleri ve ülkeleri yakıp yıkan emperyalist devletlerin yaptıkları neyin karşılığıdır. Yer üstü ve yer altı doğal zenginlikler ve para değil mi? Egemenlik alanını tahkim etmek için yüzbinler, milyonlar jenoside maruz bırakılmıyor mu? Bu egemenlik, para ihtirası insanlığın ölmesine yol açmıyor mu? Neden adalet, özgürlük ve bütün renklerin, ırkların, inançların eşitlik içinde yaşayabileceği bir ortamın oluşması için seslerimizi yükseltmiyoruz?