Bugün günlerden Cuma, yağmurdan yoksun, gökyüzü berrak ve masmavi. Gönüller çorak ve rahmetin yumuşatamadığı bir zaman dilimi. Katılaşan kalplerde oluşan tedirginlik ve biteviye bir iç huzur arayışı. Boşlukta gezinen bir çift göz ve aradığını bulamamanın iç burukluğu. Dışa dönük yapay bir onarmanın beyhude çabası. Unutulan ruhi yönelişin ilahi nefhadan ırak vuslata erememenin dayanılmaz zihni yorgunluk. Bireyleşen insanların son kertede yalnızlık buhranını içselleştirmesinin verdiği umutsuzluk. Maddi doyumsuzluğun ruhunda hasıla getirdiği karnalık dehlizler ve zihninde oluşan fay hatlarına şifa vermeyen suni yamalar.
Nefes almakta zorlanan insanlar, bulmakta zorluk çektiği çözümler neticesinde, sürüklendiği ruhi girdaplar. Böyle güzel bir bahar gününde, güneşin oldukça cömertlik gösterdiği zaman diliminde karamsarlık anımsatan satırları yazmak nerden aklıma geldi, doğrusu bende anlam vermiş değilim. Bu kafa karışıklığı bir bakıma, içe dönük iç huzur arayışı olarak kabul edilemez mi! Oysa dünden beri bir program yapmış, asude bir ortamda ailece bir kır gezisinde alacağımız pozitif enerji ile kendimize gelmeyi düşlüyorduk. Aslında bir açıdan bu beklentimiz karşılandı. Zaman tünelinde bir yolculuk fırsatını yakaladık. Ailece güzel bir vasatta beraberce mutlu anları paylaştık. Bazen bu tür yaşantılar için tatlı bahaneler yaratılmalı.