Hafıza; insana Allah tarafından verilen bir hard disktir. İnsana ilişkin tüm hatıraların, fikirlerin, acıların, hüzünlerin, geleceğe ilişkin beklentilerin, planların, hayallerin ve kaygıların depolandığı harikulade bir mucizevi alandır.
Her insan, hafızasında asla unutulmayacak şeyleri taşıdığı gibi asla hatırlamak istemediği şeyleri de barındırabilir. İnsan hafızası deforme edilebilir, yönlendirilebilir ve kimi dışa açık fikri akımlara koşullandırılabilir.
Hafızasına hüküm edemeyen bireyler, iradesini de yetirdiği için ortaya koyduğu edimler özgün değildir. Bireyden hareketle toplumları da bu kapsamda değerlendirmek olasıdır. Toplumların hafızası yabancı fikri cereyanların istilasına maruz kalmışsa eğer, her türlü manipülasyona açık hale gelmiş demektir.
Günümüzde iletişim araçlarına hüküm eden emperyalist sömürgeci küresel güçler, toplumları istedikleri kalıplarda enforme etmektedirler. Her türlü dezenformasyona başvurmaktan da geri durmamaktadırlar. Kirletilen hafızalarla çok yönlü kirli algı operasyonlara girişmekten de bir beis görmemektedirler.
Toplumu ve bireyin kirletilen bu hafızasını tezkiye süreci uzun ve meşakkatli bir çalışma ile mümkündür. Coğrafyamızın insanlarının bilgilenme kanallarını yeni baştan kendi kültürel kodlarımızla dizayn etmek zorundayız.