Bağımlı çalışan mali müşavirlerimizle ilgili yazı dizimizin sonlanmasına bir yazı kaldı. Ancak henüz geride bıraktığımız 1-7 Mart Muhasebe Haftası, ardından gelen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve son olarak BSMMMO’nun düzenlediği iftar organizasyonu, yoğun bir hafta geçirmemize yol açtı.

Bildiğiniz üzere, meslek yasamızın yürürlüğe girdiği 13 Haziran 1989 tarihi, biz mali müşavirler için tarihi bir gün. Mesleği icra etmenin hukuki sınırlarının çizildiği, örgütsel yapının hızla güçlendiği bir sürecin başladığı gün... Mali müşavirler için asıl bayram budur. Ancak 1994 yılında yapılan oda başkanları toplantısında, bürokrasiye eklemlenme hevesiyle, vergi haftasının arkasına takılmayı tercih eden yöneticilerimiz sayesinde, her yıl 1-7 Mart Muhasebe Haftası ilan edilmiş.

Şu an için yapacak bir şey yok. “Hepimizin Muhasebe Haftası kutlu olsun.”

Muhasebe Haftası ve Dijital Vergi Dairesi Uyarısı

Muhasebe Haftası’ndan kısa bir süre önce, Vergi Haftası içinde Bursa’ya gelen bir grup bürokrat, Dijital Vergi Dairesi’nde çok acayip gelişmeler olduğunu, geliştirilen sistemle her mükellefin dijital ortamda yapay zekâ ile hızlı bir şekilde denetleneceğini ve mükelleflerin çok fazla ceza riskiyle karşı karşıya kalacağını söyleyerek, bu durumu onlara iletmemizi istedi.

ODA ve TÜRMOB yöneticilerinin, arkalarına eklemlenmek için kendi tarihinden vazgeçtiği bürokrasinin mali müşavirlere biçtiği rol ULAKLIK oldu.

Mükelleflerimize iletmek üzere aldığımız bu uyarının ardından, Muhasebe Haftası duyurularıyla haftaya başladık. Bu haftayı haklı olarak içselleştiremeyen Meslekte Dayanışma ve Birlik Grubu, bir görsel ve bir mesajla Muhasebe Haftası’nı kutladı. Aslında bu yaklaşım bir bakıma meslektaşlarımızın aynası oldu.

Çağdaş Grubu’nun mevcut oda yönetimi ise bir video yayınladı. Amerikalı mali müşavirlerin home officelerinde yabancı muhasebe programlarını kullanarak rapor geçişlerini gösteren bir videoyla Türk mali müşavirlerin Muhasebe Haftası’nı kutladılar. Yabancı özentili, bizim dokumuza uymayan, bize ait olmayan bir kutlama filminin sonuna, bizim kara yağız oda başkanımızın anonsunu sıkıştırmışlar. Tıpkı bürokratların bize biçtiği ULAKLIK rolü gibi, kendi kutlama videomuzda da kendimize anons rolünü biçmişiz. Özgüvensizliğimizi süslü cümlelerle, 4K çekimlerle gizlemeye çalışmışız.

Sonrasında, her yıl yapılan, ruhsat verenlerin alanlardan daha çok heyecan yaşadığı ruhsat törenleri ve çeşitli seminerlerle geçen Muhasebe Haftası’nın finalinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve iftar yemeği gerçekleştirildi.

8 Mart’a Üç Farklı Bakış

8 Mart’a, üç grup üç farklı bakış açısıyla yaklaştı:

Meslekte Dayanışma ve Birlik Grubu, kadın mali müşavirlerle internet medya kanalında bir söyleşi programı yayınladı. Kadın mali müşavirler, hem mesleğin gelecekte evrileceği süreci hem de bugünü değerlendirdi. Mevcut mesleki sorunları, kadın meslektaşlarımızın yaşadığı zorlukları ve çözüm yollarını ele aldılar. Gerçekçi, günümüzün beklentilerini karşılayan ve en önemlisi cinsiyetçi bakış açısından uzak bir program oldu. Kadın meslektaşların 8 Mart’ı nasıl değerlendirmesi gerektiğinin en doğru cevabıydı bu program.

Diğer Çağdaş Grup, Dünya Emekçi Kadınlar Günü görseli paylaşarak kutlama yaptı. Görseldeki yumruk işareti, kadının emekçi rolünü temsil ediyordu. Ancak bu rolü sulandırmak için, geçmişin feminizm, bugünün ise LGBT propagandası sembolünü yumruğun ortasına yerleştirmişler.

Oysaki 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadının cinsiyetiyle ilgili değil; kadının üretim ilişkilerinde emekçi olmasıyla ilgilidir. Kadının, emek-sermaye çelişkisinde emekten yana bayrak kaldırmasının günüdür. Bu nedenle “Emekçi Kadınlar Günü” olarak yaşanır ve paylaşılır. Bu günü, dar kimlikçi bakış açısıyla cinsiyetçiliğe indirgemek, hele ki günümüz LGBT propagandasının dayatma sembolleriyle harmanlamak, ne mesleği ne meslektaşı ne de kadını anladığınızın bir göstergesidir.

Odamızı yöneten diğer Çağdaş Grup ise (bu arada, bu iki grubun her biri kendisi için “Çağdaş,” diğeri için ise “Bağımsız” diyor), yayınladıkları videoda batı özentisi bir yaklaşım sergiledi. ABD’li kadınlardan oluşan ve günümüzün hiçbir sorununa işaret etmeyen videonun sonunda, Türk kadınının örneğini temsil eden birçok kadın meslektaşımızdan biri olan oda başkan yardımcımıza anons rolünü biçmişler.

İftar Sofrasında Siyaset

8 Mart akşamı ise geleneksel iftar programı düzenlendi.

Geçen yıl, iki Çağdaş gruptan biri, diğerini zor duruma düşürmek için rezervasyon yaptırmadan restorana gelmiş, bu yüzden yığılma yaşanmış ve mevcut oda yönetimi organizasyon sıkıntısı yaşamıştı. Bu yıl bundan ders çıkaran oda yönetimi, kapıda satışı önlemek için rezervasyon zorunluluğu getirdi.

Geçen yıl iyi organize edilemeyen iftar sebebiyle, bu yıl katılım oldukça düşüktü. Protokol ve oda yönetimi çevresinin toplamı neredeyse meslektaş sayısından fazlaydı. Sade geçen programda organizasyon sıkıntısı yaşanmadı. Meslektaşlarımız keyifle sohbet ediyordu.

Ta ki protokol anonsundan sonra siyasi temsilcilerin sahneye çağrılmasına kadar.

Odaların genel kurullarına siyasi temsilciler katılır ve genel kurulu selamlaması için nezaketen kürsüye davet edilir. Ancak iftar programında bu yakışık almadı. Özellikle bir partinin, neredeyse bekçisi dışındaki tüm görevlileri kendisini protokol anonsuna yazdırmış ve okutmuştu.

Bunun dışında, mevcut oda başkanımız ve TÜRMOB temsilcilerinin konuşmaları nezaketen kısa sürdü. Ancak siyasi parti temsilcileri, iftarı parti toplantısına çevirdi. Bir partinin il başkanı ise, miting meydanı provası yapar gibi yüksek tondan bağıra bağıra sofralarımıza kendi siyasetni kustu.

Oysaki paylaşım ve nezaketin hâkim olduğu, siyasi ayrışmaların bir kenara bırakıldığı iftar sofrasında buna izin verilmemeliydi. Bu toplantıların, siyasi partilerin propaganda meydanına çevrilmesine fırsat verecek kadar özgüvensiz bir yönetim anlayışının Muhasebe Haftası, 8 Mart ve iftar programında izlediği yöntem zaten başka türlü olamazdı.